Bültenimize abone olmayı unutma!

TAP THE LINK TO READ THIS INTERVIEW IN ENGLISH

Kitlelerin, alışkın oldukları kavramlarda gerçekleşen değişimleri benimsemeleri daima zor olmuştur ve manidardır ki bu durumun da değişimi kolay olacak gibi görünmüyor: Uzun yıllar boyunca lüks, çeşitli terimlerle tanımlanmaktaydı ancak lüksü sürdürülebilir uygulamalarla eşleştirmek moda endüstrisinde nispeten yeni bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. İşte bu noktada Elvis & Kresse bir öncü olarak beliriyor: Kent merkezli marka, yangın hortumu gibi yenilikçi malzemeler kullanarak tasarım çantalar üretiyor. Aynı zamanda sosyal adalet projelerini destekliyor ve sürdürülebilir anlamda şık olmanın sadece kolay değil, aynı zamanda en iyi yol da olduğunu kanıtlıyor.

Kresse Wesling, Elvis & Kresse’nin kurucu ortağı ve fikrin arkasındaki kişi. Ortağıyla birlikte Elvis & Kresse’yi kurmadan önce McGill Üniversitesi’nde siyaset ve Doğu Asya Çalışmaları okudu. Wesling, Burberry Vakfı ile çalıştı ve Cartier Women’s Initiative Ödülleri tarafından ödüllendirildi. TRAUMODE, Elvis & Kresse’nin bu ilham verici girişimcisi ile sürdürülebilir modanın küresel yolculuğu üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.

T: Öncelikle bu röportajı kabul ettiğiniz için çok teşekkürler. Bizim için Elvis & Kresse sürdürülebilirlik ve lüksün bir arada nasıl var olabileceğini göstermesi açısından son derece önemli bir marka. Markayı kurma fikrinin nasıl ortaya çıktığını öğrenmek istiyorum. Temel olarak, Elvis & Kresse’nin arkasındaki hikaye nedir?

KW: Duraline hortumlarına 2005 yılında Croydon’daki bir itfaiye istasyonunun çatısında yığılmış, çöplükte yakın ve onursuz bir ölümü beklerken gördüğüm anda aşık oldum.

Yangın hortumları iki nedenden ötürü hizmet dışı bırakılır; ya sağlık ve güvenlik ömürlerinin 25 yıllık sonuna ulaşırlar ya da tamir edilemeyecek kadar hasar görürler. Ya mucizevi bir şekilde 25 yıllık aktif hizmetten sağ çıkarlar ya da bunu denerken ölürler.

Bir fikir arayışında olan girişimciler değildik, lüks aksesuarlar yapmak için yola çıkmadık. Sadece hortumu kurtarmak istedik. Bu parlak, dayanıklı, hayat kurtaran koyu kırmızı nitril kauçuk bobinlerin kullanım dışı kalmasına izin veremezdik.

Basit bir kayış serisiyle başladık ve yavaş yavaş büyüdük. 2005 yılından bu yana Londra’nın hizmet dışı bırakılmış tüm hortumlarını kurtardık ve elde ettiğimiz kârın %50’sini İtfaiyeciler Yardım Kuruluşuna bağışladık. Bu hortumlar ilk kullanımlarından çok sonra bile hala sıkı bir şekilde çalışıyorlar. Düşünün, çöplükte ölmesi gereken hortumlar yaralı itfaiyecilere yardım ediyor.

T: Az önce de bahsettiğim gibi, Elvis & Kresse lüksün sürdürülebilir olabileceğinin canlı bir kanıtı. Birçok kişi moda sektöründe kaliteyle ilgili endişeler nedeniyle bundan şüphe duyarken, siz sürdürülebilir kaliteyi sağlamak için formülünüzü nasıl tanımlarsınız?

KW: DNA’mız çok önemli. Malzemelerimiz bir kurtarma öyküsünden geliyor ve kârımızın %50’si hayır kurumlarına bağışlanıyor. Bu, biz büyüdükçe kurtarabileceğimiz ve bağışlayabileceğimiz miktarın da artacağı anlamına geliyor. İyilik içimizde var.

T: Bağış yaptığınız hayır kurumlarını nasıl belirliyorsunuz ve sosyal adalet nasıl markanızın bir parçası haline geldi? Birçok kişi lüksün ayrıcalık anlamına geldiğini düşünür, bu nedenle lüks bir markanın bu tip projeleri doğrudan desteklemesi kimileri için çelişkili bulunabiliyor. Elvis & Kresse’nin vizyonuna göre ayrıcalık, lüks ve sosyal adaletin nasıl bir arada var olabileceğini bize anlatabilir misiniz?

KW: Her zaman hayır kurumu ortağının topladığımız malzemeyle uyumlu olmasını isteriz. Kurtarılan hizmet dışı bırakılmış itfaiye hortumu örneğinde, İtfaiyeciler Hayır Kurumu mükemmel bir ortak. Her hayır kurumu bir paydaşımız oluyor ve onlarla çok yakın çalışarak her zaman uzun vadeli planlar yapıyoruz. Diğer yandan, ürünlerimiz ayrıcalıkta son noktadır! Her bir ürün benzersizdir, kurtarılmış malzemeler kullandığımız için iki parça (aynı desende yapılmış olsa bile) asla aynı değildir. Vizyonumuz daha çok lüks ve tüketim mallarının geleceği ile ilgili. Daha az satın alma, sürdürülebilir satın alma, uzun vadeli onarım sorumluluğuyla satın alma, herkese adil maaşların ödendiği, karmaşık olmayan tedarik zincirlerinden satın alımların gerçekleştiği bir düzene öncülük etmek istiyoruz… Esasen, sektörün değişmesini istiyoruz ve bunu yapmanın en iyi yolu daha iyi bir şekilde çalışmak, daha iyisinin mümkün olduğunu göstermek.

T: Birleşik Krallık merkezli bir marka olarak Elvis & Kresse’nin konumu moda ve sürdürülebilirliği yorumlama biçimini nasıl etkiliyor?

KW: Kent’te bir çiftlikte faaliyet gösteriyoruz. Şirketimiz aynı zamanda çiftliği yönetiyor ve tamamen rejeneratif olarak işletiyor. Yani evet, konumumuzun üzerimizde dramatik bir etkisi var… Doğada olmak ve bir ekosistemi sağlığına kavuşturmak bizim için büyük bir ilham kaynağı.

T: Ne yazık ki, herhangi bir resmi sertifikasyon süreci olmaksızın greenwashing uygulayan pek çok marka gözlemliyoruz. Elvis & Kresse ise, mevzubahis çeşitli sürdürülebilirlik sertifikalarına sahip. Sizce bu sertifikalar hangi düzeyde önemli ve markanız için ne ifade ediyor?

KW: 3. taraflarca kararlaştırılan, bağımsız sertifikalar çok önemli, ancak şeffaflık da öyle. Herkes istediği zaman bizi ziyaret edebilir ve tam olarak ne yaptığımızı görebilir. Ayrıca hayır kurumu ortaklarımızla açık muhasebe yapıyoruz…. Güven bizim için çok önemli, bu nedenle tüm bunlar, tıpkı kurtarılmış malzemeler kullanmak gibi, yaptığımız işin içinde yer alıyor.

T: Moda sektöründe deri kullanımının yerini vegan muadillerin aldığına şahit oluyoruz. Etik sebeplerden ötürü bu değişimi destekliyor olsak da, vegan derinin (özellikle fosil yakıt türevi malzemelerden yapılanların) gerçek derilere göre daha az sürdürülebilir olabileceği iddiası tüketiciler için olağan bir endişe kaynağı olarak beliriyor. Ancak, Elvis & Kresse ana malzeme olarak yangın hortumları kullanıyor! Bu yenilikçi fikir uzun ömürlülük, döngüsellik ve yüksek kalite konusunda nasıl bir fark yaratıyor?

KW: Yangın hortumu vegan, ancak kurtardığımız deri değil. Ürünlerimizi, malzemelerimizin 2. ömrünün mümkün olduğunca uzun olmasını sağlayacak şekilde tasarlıyoruz – bu nedenle yangın hortumunun veya dönüştürülmüş derinin veya baskı blanketinin veya çay poşetlerinin mevcut özelliklerine göre tasarımlar geliştiriyoruz.

T: Markanızla yeni tanışan birine Elvis & Kresse’den hangi çantayı önerirsiniz?

KW: Klasik kırmızı Fire-Hose Tote…. Benimkini on yıldır kullanıyorum!

T: Çantalarınızı birçok bölgeye gönderiyorsunuz. Sürdürülebilir nakliye konusunda aldığınız önlemleri açıklayabilir misiniz?

KW: Nakliye zor bir iş – sürekli olarak en iyi ortağın hangisi olabileceğini araştırıyoruz. Bazıları karbon yönetimi konusunda daha iyi, bazıları ise yaşam ücretleri konusunda daha iyi…. Gelecekte bu alanda önemli bir gelişme olacağını umuyoruz. Bu arada etrafta araştırmalar yapmaya da devam ediyoruz.

T: Ne yazık ki pek çok ülkede tam anlamıyla sürdürülebilir moda markaları sıklıkla bulunmuyor ve Türkiye de bunlardan biri. Bu ülkelerdeki mevcut ya da gelecek moda tasarımcılarına ve şirketlerine sürdürülebilirlik yolunda ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

KW: Bu uzun bir yolculuk – ancak esasen işinizi insanlar ve gezegen için azami özen ve endişe ile tasarlamanız gerekiyor.

T: Bizimle paylaşmak istediğiniz gelecek projeleriniz var mı?

KW: Evet – Solar Forge projemizi tamamlıyoruz ve dönüştürülmüş, çöp niteliğindeki alüminyum kutulardan yapılan ürünleri tanıtmayı umuyoruz.

ELVIS & KRESSE’Yİ KEŞFET

ELVIS & KRESSE’Yİ TAKİP ET